|
|
 |
KAYSERI FIKRALARI
HACI AHMET İLE TEMEL
Haci Ahmet ve Temel kacak yollardan Amerika´ya giderler New York caddelerinde aylak aylak, ac-susuz dolasirken Temel derki;" Hemserum böyle kalabaluk dolasmayalum polis bizu görüp yakalamasun, cel simdu ayrulalum 1 sene sonra gene burada pulusalim" der bu fikirHaci Ahmet´in aklina yatar "tamam aga didigin ossun seniye burda bulusak" der. Ayrilirlar. 1sene sonra gün gelir catar, Bizim Haci Amet erkenden gelir beklemeye baslar Temel bir türlü gelmez taa ki artik gidecek abooo oda ne? önde motorsikletli eskort arkada 9´5metrelik bir limuzin gelir Haci Ametín önünde durur, o da ne arabadan Temel inmez mi. Hos bes hasret giderme derken bizimki sorar " lan olum ne is n´oldu nasil böyle zengin oldun" diye sorar. Temel " ya Agam bir makina icat ettum 1$ atiyorsun kolunu sokuyorsun tansiyonunu ölcüyor, millet kuyrukta valla ha iste bende böyle zengin oldum" der. Bir müddet sonra seneye tekrar bulusmak üzere vedalasirlar. Bizim ki kafaya koyar O´da zengin olacak; Yine 1sene cabucak gecer, Bu sefer Temel erken gelir ortada gelen giden yok, taa ki usanir beklemekten artik gidecek anam o da ne? polis iki tarafli trafigi durdurur yukaridan birkac eskort helikopter nezaretinde bir Skorsky Temel´in oldugu yere iner icinden Haci Amet inmez mi.Gene hos bes derken Temel sorar "ee Agam sen nasil bu kadar zengin oldun beni gecmissin" H.Amet "Agam bir alet yaptim 10cent atiyorsun, kolunu sokuyorsun tansiyonunu ölcüyor" Temel" 10centle böyle zengin olunur mu"? Haci Amet "amma 10$ atmassan kolunu geri birakmiyor" der.
LAZ KAYSERİ VE DİYARBAKIR
kayserili laz ve diyarbakırlı ölmüsler cehennemi boylamişlar....1 hafta sonra laz geri gelmiş sormuşlar nasi keldun da ?zebani ye 5000 doları verdim geldim demiş... ya diğerleri ne oldu ?valla demiş laz kayserili en son pazarlık ediyordu 3000 dolar vermek için.. diyarbakırlı da parayı ben vermem devlet versin diyordu...
PADİŞAH KAYSERİLİYE BORÇLU
Padişahın biri, -'Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!' demiş. Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana; ''Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.'' ''Bunun neresi yalan?.. Kuş kartaldır, arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!..'' ''Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..'' ''Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!..'' ''Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!'' ''Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir.'' Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş. Ama bir gün bir Kayserili gelmiş; ''Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!..''
EŞEK İNAT OLUNCA
1970’li yıllarda komşu illerden bir yolcu Kayseri’ye gelmiş. Pastırmanın çok methini duymuş, hatta birkaç sefer de yemiş. Ancak pastırma aleyhinde çıkan dedikodulardan da oldukça rahatsızmış. Tek problemi eşek etinden pastırma satmayan bir dükkan bulup oradan almakmış. Adamcağız şüpheli bakışlarla pastırmacılar çarşısını dolaşıp dükkanları inceleyip (şurası satar, burası satmaz: şurası daha temiz, burası pasaklı v.b.) düşünürken, yazı tura atmak gelmiş aklına. Atmış yazı turayı, denk gelen dükkana girmiş. Adamın şüpheli bakışlarla girip pastırmaları incelediğini anlayan Kayserili esnaf, adamın ne için bu kadar incelediğini de tahmin etmiş ve bir oyun oynamayı düşünmüş. “Buyur” demiş esnaf. Adam yine tedirgin: - Pastırma alacağım da... diye kekelemiş korkarak. -Tabii derhal, ne kadar? -İki yüz gram yeter. Çok severim de... Ama... Öbür tarafını diyememiş. (Yani aman eşek eti olmasın diyecek) Kayserili anlamış vaziyeti. Parçayı tarttıktan sonra satırla kıymaya başlamış: Hemşehrim bu niye bu kadar zor kesiliyor öyle... Kayserili hemen taşı gediğine oturtmuş: -Sorma birader, bu namussuz eşek iken de böyle inattı.
KAYSERİLİNİN İNEĞİ
kayserili birinin ineği hastalanmiş..dua etmiş allaha 'Allahım ineğim iyileşsin 15 gün oruç tutacam'diye ve dua kabuk olmuş inek iyileşmiş.kayserili sözünde durmuş ve 15 gün orucunu tutmuş..velhasılı inek 15 gün sonra ölmüş..uyanık kayserili..'allahım beni kandırdnı zannetme tuttuğum orucu ramazan a sayacam, ineğide kurban a sayacam'...
PEKMEZ ÇANAĞI
Hacılallı Rifat ağa 2 küp pekmez yapar. Kışın ortasına doğru pekmezin bir küpü biter. İkinciyi açarlar , abakarlarki küpün en üstünde bidene fare ölüş hemide şişmiş yatıyor. Eee napalım bu kadar pekmezi derken Rifat ağa derki bu pekmez dökülmeye dökülmez amma eşe ,dosta , gelen misafire ikram edilir der. Vel hasılı bir zaman sonra bir ahbapları gelir. Hoş sohbet ederken adama sorarlar "karnın açmı " diye. Adam da biraz tokum der . Yemekler gelir. Adam yemeye başlar ,yerken arada bir çanaktan pekmeze banar. Evin küçük torunu , adam her pekmeze bandığında gözleriyle aşırı tepki gösterir. Buda adamın dikkatini çeker. Çocuğa derki "olum sende pekmez yesene" çocukta omuz sirkeleyerek "biz yemeyiz" der. Adam tekrar ısrar eder "olum bari şu pekmezli ekmeği al " der . Fakat çocuk dayanamaz derki "amca biz o pekmezi yemeyiz" der adamda sorar "niye olum" . Çünki der o pekmezin içine fare düştü der. Adam da çok sinirlenir ve kızarak çanakla pekmezi atar . Pekmez yere saçıılır , çanak kırılır. Rifat ağada bakar adama kızar " Ne yapıyon ,hacenneyin sidik çanağını kırdın "der.
EŞEK NASIL BOYANIR?..
Kayserili olmayan fakat ticaret yapmak için Kayseri'de bulunan biri, kaldığı otelden erken bir saatte çıkar ve yolda ilk gördüğü 12-13 yaşlarındaki bir boyacı çocuğa ayakkabılarını boyatmak ister. Çocuk ayakkabılarını boyarken, bir yandan da elindeki gazetesini okumakta olan adam biraz alaycı, biraz da küçümseyici bir şekilde o sırada ayakkabılarını boyamakta olan çocuğa sorar: "söyle bakalım, siz Kayserililer eşekleri boyayıp satıyormuşsunuz...Peki eşeği nasıl boyuyorsunuz??"....Elindeki boya ve fırçayla istifini bozmadan adamın ayakkabısını boyamaya devam eden çocuk kafasını kaldırmadan cevaplar: "İşte böyle abi !!..."
MERCEDES 124
BİR GÜN SİVAS CADDESİNDE MURAT 124 BOZULMUŞ YOLDAN GEÇEN ARAÇLARDAN YARDIM İSTEMİŞ VE MERCEDESİN BİRİ YANAŞMIŞ BENZİNLİĞE KADAR ÇEKERMİSİN DEMİŞ ADAM KABUL ETMİŞ MERCEDESİN SAHİBİ HIZLI GİDERSEM SELEKTÖR YAP YAVAŞLARIM DEMİŞ ADAM TAMAM DEMİŞ YOLDA GİDERKEN MERCEDESİN YANINA BİR BMV YANAŞIYOR VE YARIŞA DAVET EDER ADAMDA KABUL EDER ARKASINDAKİ ARABAYI UNUTUR BASTIKÇA BASAR TRAFİK POLİS HELİKOPTERİDE YUKARDAN YOLU İZLİYORMUŞ TELSİZDEN ALLAH ALLAH GÖZLERİME İNANAMIYORUM DEMİŞ MERKEZ NE OLDU CAVAP VER DEMİŞ MERCEDESLE BMV SON SÜRAT GİDİYO BİZİM 124 GEÇMEK İÇİN SELEKTÖR YAPIP YOL İSTİYOR MERKEZDE ABOOOOOOOOOOO..?
Bektaşi Fıkraları için TIKLAYINIZ
kaynak: www.kayseriliyim.com |
|
 |
|
|
|
CAYANLİ.TR.GG WEB SİTESİ
GAZİ KILIÇ |
|
|
 |
|
|
|
|